Merhaba değerli okurlar, bu yazımda Notre-Dame de Paris katedrali hakkında bildiklerimi sizlere anlatacağım. İyi okumalar…
Katedral, Fransa’nın başkenti Paris’de bulunuyor. Yanından Sen nehri akan bu yapı beni kendisine ilk görüşte aşık etti. Notre Dame, Türkçe’de bizim kadınımız anlamına geliyor. Bu yapı İsa’nın annesi Meryem Ana’ya adanmış.
Yapımına 1163 yılında başlanmış olan katedral 1345 yılında tamamlanmış. Yapım süresinin uzunluğu sebebiyle yapıda farklı sanat akımlarının izleri görünmektedir. Yapının çatısı 52 dönümlük ağaçtan yapılmış bu sebeple insanlar çatıyı orman olarak adlandırmışlar.
Yapı, 3 tane kuleye sahip, 2 tanesi ön cephede bulunan ikiz kuleler. Aslında ikiz değillermiş, biri diğerinden biraz daha büyükmüş. 3. kule de gövdede bulunuyor ve 400 basamaklı merdivene sahip.
Yapı, eskiden 20 tane çana sahipmiş. Ne yazık ki Fransız İhtilali sırasında 19 tanesi silah yapımı için eritilmiş ve geriye sadece Emmanuel kalmış. 1345 yılında yapılmış olan Emmanuel 13271 kilogram. Emmanuel’in rengini kadınların döküm sırasında içine attıkları mücevherlerden aldığı söyleniyor.
Eritilen çanların yerine sonradan 9 tane çan eklenmiş fakat sesleri beğenilmemiş, bu sebeple 2012 yılında dokuzuda yenilenmiş.
Katedralde 3 tane gül pencere var. Bunların isimleri Batı Gülü, Kuzey Gülü ve Güney Gülü. Yapım tarihleri de sırasıyla 1225, 1250 ve 1260. Fakat yıllar içerisinde defalarca zarar görmüşler ve yeniden yapılmışlar.
Yapı, çok değerli eserler barındırmakta ve bunlardan en önemlisi hiç şüphesiz Dikenli Taç. İsa’nın çarmıha gerilişinden önce başına takılan bu taç, katolik dünyası için çok anlamlı.
Yapıda Meryem Ana’nın bir heykeli bulunmakta. Fransız İhtilali sırasında devrimciler bir çok esere büyük zararlar vermişler ama bu heykele dokunmamışlar. Zarar verdikleri eserlerin arasında kilisenin 13. yüzyılda dikilmiş olan orijinal kulesi ve 28 tane kralın heykeli bulunmaktadır. Devrimciler bir süre katedrali şarap mahzeni olarak kullanmış ve katedralin ismini Bilgelik Tapınağı olarak değiştirmişler. 1801 yılında yapılan Concordat adlı anlaşmayla katedral Katolik Kilisesi’ne iade edilmiş.
1804 yılında Nopolyon Bonapart taç giyme törenini yapacağı yer olarak bu katedrali seçmiş. Katedrali sonrasında imparatorluk törenleri için kullanmaya devam etmişler.
1831'de katedralin bakımsızlığından ötürü yıkılma kararı alınmış. Bu sebeple Victor Hugo Notre-Dame’in Kamburu adlı eserini yazmış. Kitap neredeyse 1000 sayfadan oluşuyor ve sadece 6 ayda yazılmış. Bu kitap sayesinde halk tekrar katedrale ilgi duymaya başlamış ve katedral yıkılmaktan kurtulmuş.
Notre-Dame Paris’in merkezinde bulunuyor. Aynı zamanda kendisi ülkenin sıfır noktası kabul ediliyor ve tüm şehirlerin uzaklığı bu noktadan hesaplanıyor.
Ne yazık ki 15 Nisan 2019 günü katedralde büyük bir yangın çıktı. Çatısı ve kulesi çöktü. Yangın 8 saatte söndürüldü. Bir çok eseri kurtarmayı başardılar. Yangının ardından tüm dünyadan bağış toplandı.
Eğer bir gün Fransa’ya giderseniz bu katedrali kesinlikle gezmelisiniz. Umarım tadilatı ben gidene kadar bitmiş olur.
Böylelikle ilk yazımın sonuna gelmiş oldum. Bir başka yazıda görüşmek üzere.
